Son günlerde ekonomik piyasalar çok hareketli günler yaşıyor. Seçim sonrası beklenen bir durum olmasına rağmen, yine de tüm piyasa oyuncuları piyasaya göre doğru pozisyon alabilmek için yoğun konsantrasyon içinde.
Seçim öncesinde baskılanan döviz için, seçim sonrası yukarı yönlü bir artış bekleniyordu. Özellikle döviz girdilerinin en yoğun olduğu yaz sezonunda bu durum avantajlı olurken, aynı zamanda ihracatçının da maliyetlerini rekabet edebilecek düzeye çekebilmesi çok önemliydi.
Ancak madalyonun iki yüzü gibi, bu durum birçok sektöre maliyet ve zam olarak yansıdığı için özellikle son tüketici durumdan rahatsız.
Altına gelince; bildiğiniz üzere altının TL bazlı fiyatının belirlenmesinde iki unsur önemli. Birincisi uluslararası dolar bazlı ons fiyatı, ikincisi ise USD/TL paritesi. Son bir aylık dönemde altın ons fiyatı 1.896 USD ile 1.965 USD aralığında seyir göstermekte olup, bugün ons fiyatı 1.925 USD gerçekleşiyor.
Son bir aylık dönemde altının TL fiyatındaki dalgalanma tamamen USD/TL kuruna bağlı olarak gerçekleşmektedir. Ons fiyatının bu dalgalanmada ki payı çok düşük.
Bu dönemde altın yatırımcısı yine güvenli liman olarak altını görerek satın alma taleplerinde yoğun bir artış yaşandı.
Ancak burada bir korku refleksi veya panikle satın alma yoğunluğu yaşandığını açıkça söylemek lazım. Yaptığımız gözlemlerde gördük ki; Ne zaman fiyatlarda yukarı yönlü bir ivme oluyor, satın alma talepleri artıyor. Fiyatlar durağanlaştığında ise satın alma talepleri normal hale dönüyor.
Anlıyoruz ki fiyatların çok yükselmesi korkusu ile insanımız elinde ne varsa altına yatırıyor.
Elbette bu yatırımlar karşılığını bulacak ve sahibine uzun vadede fayda sağlayacaktır. Kısa süreli altın fiyatlarında ki düşüşler yatırımcıyı endişelendirmemelidir.
Altın uzun vadede hep kazandırır. En azından şimdiye kadar böyle oldu.