Altına düşkün ve altını seven bir toplum olmamıza rağmen, bazı yanlış bilgiler ve tutumlar maalesef tüketiciler arasında halen mevcut.
Bu yanlış bilgiler ister istemez satın alma davranışlarımızı da şekillendiriyor. Yanlış bilgi ile yola çıkınca hem müşteri hem de satıcı çıkmaza girebiliyor.
Kuyumcu mağazalarında satılan gerek altından, gerek ise gümüş veya farklı bir madenden yapıla gelen tüm ürünler ticari birer emtiadır. Bunları alıp satmakla iştigal eden esnaflar bu alım satımlar ile ticari kar elde ederek ticaretini devam ettirmektedir.
Açık ve net bir ifade ile belirtmek gerekir ise işçilik olmayan(üzerinde ticari kar) olmayan ürün yoktur. Sadece düşük işçilikli veya yüksek işçilikli ürünler vardır.
Bugün çok rağbet gören sarrafiye ve mini külçe ürünlerinin hepsinin bir imalat süreci, imalat maliyeti, toptan ve perakende satış kar marjları vardır. Doğal olarak satış yapılırken bu maliyetlerin hepsi satış fiyatına yüklenmek zorundadır. Ancak bu ürünler geri satın alınırken yalnızca altın değerleri ile fiyatlandırılmaktadır.
Çok kez tanık oluyorum ki; bazı müşteriler hala alış fiyatıyla mamul satmak istiyor ve bu konuda gereksiz münakaşalara giriyor. Kendilerine hizmet veren işletmelerin yapılan her işte bir kazancı olmadan iş yapmayacaklarını maalesef hatırlamak istemiyorlar.
Çok basit bir örnek verelim. Elinizde var olan bir miktar TL ile döviz almak istiyorsunuz. Alacağınız dövizin satış kuru ile aldığınız dövizi, aynı yere birkaç dakika sonra götürseniz bu kez alış kuru ile işlem göreceksiniz. Bu iki kur arasındaki fark bu hizmetin karşılığı hizmet bedelidir. Eğer bir işletme kar etmeyecek ise kurulmasının bir anlamı yoktur.
Sonuç olarak altın ya da gümüş gibi ürünler alıyorsanız geri satmaya kalktığınızda aleyhinize bir fark olacağını unutmayınız. Bu farkı kâr’a dönüştürmek için bir süre beklemeniz gerekecektir.