Eğer bir pazarda farklı kurallar vasıtasıyla belirli bir düzenleme söz konusuysa buna ‘‘regülasyon’’ adı verilmekte eğer daha önceden verilen ya da belirlenen kuralların genişletilmesi ve o pazarda daha özgür bir yatırım ortamının oluşturulması adına bazı esnekliklerin sağlanması söz konusu ise buna ‘’deregülasyon’’ denmektedir. (Abdelhamid,2017)
Bazı durumlarda hükümetler tarafından belirlenen fiyat politikalarının zaruri kılınması, ülkedeki ekonomik koşullar ve döviz ile ilgili alınan kararlar, başta gümrük olmak üzere ithalat ve ihracat politikaları gibi pek çok farklı yasal durum şirketlerin belirlediği pazarlarda gösterecekleri faaliyetlerin cazibesini ya da çekiciliğini değiştirebilir. Bazen belirli pazarlarda yer alabilmek için yasal koşulları doğrudan sağlamak gerekirken bazı durumlarda bu alandaki esneklikler veya yasal olarak devlet tarafından sunulan teşvikler söz konusudur.
Yukarıda yer alan başlangıç paragrafı İ.Ü. İşletme Fakültesi ders kitapçığından alıntıdır. Bu cümleleri okurken gözümde içinde bulunduğum sektörün son durumu canlanıverdi.
Kuyumculuk sektörü alt sektörleri ile çok büyük bir sektör. Endüstri halini almış sektörün yıllar için yukarıda regülasyon tanımı ile oturmuş bir nizamı ve kendine has kuralları, işleyiş tarzı var. Sektör dışından gelen birçok profesyonel bu sektöre geldiği ilk zamanlarda adaptasyonda ciddi sıkıntılar yaşayabilmektedir.
İkinci paragrafta ifade edilen hususlar tam da içinde bulunduğumuz zamanı anlatıyor. Kendi içinde serbest piyasa kuralları çerçevesinde bir denge oluşturan sektör, hükümetlerin farklı gerekçelerle aldıkları ve dayattıkları kararlar ile sıkıntılı bir duruma düşebilmektedir. İki ay önce mal mukabili altın ithalatına getirilen kısıtlamalar ile sektör bir anda altın tedariki hususunda sıkıntı yaşamaya, bulduğu altını da primli fiyatlar ile almaya mahkûm oldu. Primli fiyatlardan alınan altın ile yapılan üretim ve işçilikler dış pazarlarda kabul görmeyince Pazar ve müşteri kayıpları başladı. Uzun zaman sürelerinde büyük zahmetler ile kazanılan dış Pazar müşterileri rakip ülke sektörlerine kaymaya başladı.
Belki başlangıçta iyi niyetle başlayan ve dolar rezervlerini korumak, cari açığı bir nebze azaltabilmek adına yapılan bu uygulama, büyük bir sektörü bitirme noktasına, ihracatın bitmesi noktasına getirdi. Döviz ile ilgili bankacılık sektöründe getirilen mecburiyetler ile de ihracatçı çok zor durumda kaldı.
Kısacası her sektör yıllar içinde bir dengeye oturur. Dışarıdan yapılan müdahaleler maalesef çoğu zaman faydadan çok zarar verir.
Son olarak karar vericilerin oturup verdikleri kararların bir muhasebesini yapması ve kendi mecrasında regüle olmuş akışa çok fazla müdahale etmeden tekrar düzene girmeleri hususunda çalışmaları çok önemli.
Ancak bir şeyleri başarmak için sadece iyi niyet yetmiyor. İşi bilmek ve liyakate sahip olmakta şart…