İnsanlık tarihinde çok önemli bir yere sahip olan altın cevheri, doğada saf olarak bulunduğu şekliyle beraberinde farklı birçok metali de barındırdığından bu haliyle kullanılması çok mümkün değil.
Altının kullanım alanlarında işlenebilmesi için içindeki diğer metallerden ayrıştırılması ve işlenmeye uygun hale gelmesi lazım.
Altın Rafinerisi; Altın ve gümüş başta olmak üzere platin, paladyum ve rodyum gibi değerli metallerin rafinasyon işlemini yapmaktadır.
Altın rafinerileri, madenlerden çıkarılan altınları, yurt içinden ve yurtdışından getirilen hurda altınları ve farklı kanallardan rafineri edilmek amacıyla getirilen altınları bir takım işlemlerden geçirmek suretiyle saflaştırmakta ve bileşimindeki diğer metallerden ayrıştırmaktadır.
Rafinerilerde tamamen bilimsel yöntemlerle birçok işlemden geçirilen madenler birbirinden ayrışmakta ve her biri saf haliyle tek başına kullanılabilir hale gelmektedir.
1kg ve 12,5 kg ağırlığındaki külçe altınlar daha yoğun olarak piyasa işlemlerinde, borsalarda, bankalar, kıymetli maden firmaları ve merkez bankaları arasında işlem görmekte ve burada ki işlemler daha çok finansal takas işlemleri olmaktadır.
Saflaştırılan altınlar dünya standartlarında 995 veya 999,9 saflık dereceleri ile 1 kg veya 12,5 kg külçeler halinde pazara sunulmaktadır. Pazarın talebine göre 250 gr ve 500 gr’ lık farklı gramajlarda mevcuttur. Son yıllarda son tüketicinin kullanımı amacıyla aynı saflık derecelerinde 1 gr ile 100 gr aralığında değişen birçok ürün alternatifi de mevcuttur.
Altın madenden çıktıktan sonra, bir çevrim içine girmekte ve bu döngü uzun yıllar devam etmektedir. Altın kullanıldıkça tükenen veya yok olan bir metal değildir. Farklı şekil ve özelikler ile hep var olmaktadır.
Madenden çıkan cevher, rafineri sonrası granül veya külçe olarak saf haliyle ticari emtia haine gelmekte, külçe altın, finansal takas aracı olarak yıllarca el değiştirmekte veya bir kasada yıllarca saklanabilmektedir. Yıllar sonra bile kasadan çıktığında değerinden bir şey kaybetmemektedir.
Saf haliyle üretici bir firmanın veya ustanın eline geçen altın ise farklı tercihlere göre ayarlanmakta ve birçok takıya hammadde olarak hizmet etmektedir. Bu takılar son tüketicilere ulaştıktan sonra bazıları evladiyelik olarak nesilden nesile aktarılmaktadır. Yüzyıllar sonra bile tekrar döngünün içine dönerek bir rafinerinin ocağında tekrar saf haline dönüş yapabilmektedir. Bu süreçten sonra yeni bir yolculuk tekrar başlamaktadır. Keşke altınların dili olsa da insanlık ile olan serüvenlerini bize anlatabilseler. Eminim çok ilgi çekici hikâyeler çıkardı.
Rafinerilerde uluslararası standartlara ve sertifikasyonlara sahip olmasına göre kendi arasında sınıflanabilmektedir.
LBMA Rafinerileri uluslararası standart ve sertifikasyona sahip olan rafinerilerdir. Ülkemizde İstanbul Altın Rafinerisi ve Nadir Metal Rafineri bu klasmandadır. Bunların dışında borsa İstanbul’a kota olmuş ve işlem yapma yetkisinde Ahlatçı, Onsa, Gram Altın ve İsgold rafinerileri mevcuttur. Yakın zamanda 10’a yakın yeni rafineri hazine bakanlığının listesine onay almak üzere girmiştir. Aleks Metal Rafineri de bu yolda rafineri ruhsatı almak üzere son aşamaya gelmiştir.
